10 Mayıs 2016 Salı

karşılıksız aşk hastalık mı romantizm mi?

Karşılıksız aşk nedir sorusuna tüm boyutları ile cevap

Karşılıksız aşk, sevgili olarak kabul edilen kişinin sevmemesine rağmen  bütün benliği ile sevmeye devam etmektir. Aşkın birliktelik ve paylaşım olduğunu görmezden gelerek kendi duygularını aşkın biricik doğru tanımı kabul etmektir. Yani aşkı bir başına yaşamak ve karşılık bulmadan sevmektir.


Karşılıksız aşk kimilerine göre ciddi bir psikolojik hastalık kimilerine göre ise romantizmin zirvesi ve saf duyguların en özel halidir. Gerçekte ise karşılıksız aşk, bu iki uç noktadan farklı, ruhsal ve sosyal yönleri olan, son derece karmaşık bir süreçtir.

Bu yazımızda karşılıksız aşk hakkında çok detaylı bilgiler vererek konuyu aydınlatmaya çalışacağız. Keyifle okunacak bilgilendirici bir yazı olmasını umarak maddelerimize geçiyoruz.

Karşılıksız aşk kendisini yaşımın başrolü zannederken asıl filmin dışında kalmaktır


Karşılıksız aşk ile seven kişi kendisini yaşamın merkezinde zanneder fakat aslında yaşamı tüm boyutları ile kaçırmaktadır.

Tüm insanların kendisinden bahsettiğini, herkesin aşkından haberdar olduğunu düşünür. Hatta pek çok kişinin yaşamını onun aşkına göre düzenlediğini zanneder.

Oysaki bu şahıs, aşık olduğu kişi de dahil olmak üzere kimsenin umurunda değildir. İnsanların çok büyük bir kısmının duygularından haberi yoktur. Haberdar olanlar da karşılıksız aşkla seven kişinin duyguları üzerine konuşmayı "zaman kaybı" kabul etmektedir. Çünkü insanların asıl ilgisini çeken "tek kişilik pandomim"ler değil "iki kişilik aşk serüvenleri"dir.

Karşılıksız aşkla seven kişinin bu dar bakış açısı bir süre sonra tüm yaşam felsefesine yansır. Aşk dışındaki diğer konularda da son derece yüzeysel ve basit fikirler ileri sürer. Çünkü karşılıksız aşk zihinsel aktivitenin çok büyük bir düşmanıdır ve kişiyi sistemli düşünmekten alıkoyar.


Karşılıksız aşkla seven kişinin gerçeklik algısı kaybolmuştur

Karşılıksız aşkla seven kişi için hayatın gerçekleri bir anlam ifade etmez. Çünkü o, kafasında kurduğu kurgu dünyasının gerçek dünya olduğunu sanır. Hatta çoğu aşıkta zihinde tasarlananların gerçek yaşamdan daha etkili olduğunu söylemek abartılı bir yaklaşım olmaz.

Karşılıksız aşkla seven kişi, maddi durumunu hesaba katmaz. Ekonomik gücünün çok üstünde hayaller kurar. Birçoğu işsizdir veya ailesinden kalanları tüketmekle meşguldür. İşi gücü olan ise kesinlikle “boşvermiş bir tip” haline gelirler.

Kendi dış görünüşünü objektif olarak değerlendirmez. Aşık olduğu kişiye denk değilse bile bunu önemsemez. Sürekli sevgilisinin güzelliği ya da yakışıklılığı düşünülür fakat kişi kendi eksik yanlarını bir türlü görmez. Bazı karakterlerde “sevgiliye layık olma” amacıyla estetik operasyonlar geçirilse de bu oran çok düşüktür.


Karşılıksız aşk denince müzik takıntısından bahsetmeden olmaz


Karşılıksız aşkla seven kişi devamlı olarak aynı şarkıcıyı ya da aynı müzik türünü dinler. Dinlenen müziğin kendisi aslında hiç de önemli değildir. Önemli olan aşığın bu müzikle ne kadar kederlendiği ve kendisini ne kadar üzüntüye boğduğudur.

Karşılıksız aşkla sevenlerin hiçbiri ciddi bir müzik bilgisine sahip değildir. Yani içlerinde belli bir müzik aletini çalan ya da şarkı söyleyen yoktur. Müziğe “esrar”a bakıldığı gibi bakarlar. Onlar için müziğin en önemli işlevi "onları alıp başka alemlere götürme”sidir.


Karşılıksız aşk ile seven kişi için düşman çok, dost ise azdır

Karşılıksız aşka kendisini kaptıran kişiler kendi aileleri dahil herkesi "düşman" olarak görürler. Çünkü diğer insanların kendisini anlamadıklarını ve duygularına saygı duymadıklarını düşünür. "Siz beni anlamıyorsunuz." cümlesi en sık ifade ettikleri sözlerdir. Gerçekten de mantıklı bir adamın karşılıksız aşkla seven birisini anlaması mümkün değildir. Çünkü yaşam algısı artık bambaşka bir boyut kazanmıştır.

Karşılıksız aşk kadınlarda farklı erkeklerde farklı özellikler yansıtır

Karşılıksız aşkla seven erkek, çok acelecidir. Bir an önce kavuşmak ister. Ancak eyleme geçme konusunda korkaktır ve daima içe kapanır. Karşılıksız aşkla seven kadın da korkak ve içe kapanmacıdır fakat erkeğin sabırsızlığının aksine kadın, çok sabırlıdır ve yıllarca bekleyebilir.

Karşılıksız aşkla seven erkek, aşkına karşılık bulamadığında aşkı yön değiştirerek nefrete dönüşebilir. Ancak kadın, aşkına karşılık bulamazsa dahi sevmeye devam eder.
Karşılıksız aşkla seven erkekler engellendiklerinde her türlü deliliği yapabilirler. Hatta bu özelliklerinden dolayı cezaevlerine giren sayısız aşık vardır. Fakat kadınlar “olmayacak duaya amin” demezler ve aykırı olabilecek bir durumu içlerine atarak mevzuyu geride bırakmayı bilirler.

Karşılıksız aşka bakış kültürden kültüre değişir


Her kültürün karşılıksız aşka bakışı farklıdır. Kimi kültürlerde karşılıksız aşk çok yüceltilirken kimi kültürler karşılıksız aşkla sevdiğini söyleyen kişilere "hasta" gözüyle bakmaktadır.

Araplar, Türkler, Çinliler ve Hintliler karşılıksız aşkı "yüce bir duygu" sayarken Latinler, İtalyanlar ve Ruslar karşılıksız aşkla seven kişileri sadece "komik" bulmaktadır.


Karşılıksız aşkı karşılıklı aşka çeviren kitap: Erkeklerin Prensesi

Yazımızı noktalamadan önce erkekleri anlamak ve etkilemek üzerine yazılmış başarılı bir kitap önerisinde bulunmak istiyoruz. “Erkeklerin Prensesi”kitabı  ile onun  eki durumundaki “Yatağın Prensesi” adlı eser konu ile ilgilenen kadınların başucu kaynağı olacaktır.

Kitaba ulaşmak için tıklayınız

Söz konusu bu kitapla ilgili yapılmış yorumların bir kısmını aşağıda ekran görüntüsü biçiminde sunuyoruz




































Hiç yorum yok:

Yorum Gönder